Trending Template

Random Template

Comments

Blogger tarafından desteklenmektedir.
Yeni Başlıklar

,
Salgın hastalıklara yaklanmamak yaklandığımızda da daha çabuk iyileşmek için kuvvetli bir bünyeye ihtiyacımız mevcut. Son günlerde çok yoğun görülen başta Domuz Gribi olmak üzere, grip, nezle, soğuk algınlığı benzeri enfeksiyon hastalıklarına  yakalanmamak için iç hastalıkları uzmanlwrının 10 önerisi

1) Bağışıklık sistemimizin en önemli bölümü bağırsaklarımızda yer alır. Bağırsaklarımızda yaklaşık 100 trilyonu aşkın bakteri bulunmaktadır. iyi bakteri sayısı ne kadar çok olursa bağışıklık sistemimiz de o kadar güçlü olur. Bağırsağımızda iyi bakteri sayısının arttırmanın azami yolu da organik probiyotikler içeren yiyecekleri (ev yapımı turşu, şalgam suyu, yoğurt, kefir, peynir..) sofrada daha çok bulundurmaktan geçiyor.

2) Bağısaklarımızda ki iyi bakterileri korumanın en çok yollarından birisi de lüzumsuz antibiyotik kullanmamak. Her enfeksiyondan sonra bilinçsizce uygulanan antibiyotikler hem bağırsaktaki iyi bakterileri de bulunmamaktadır ediyor hem de öteki bakterilere karşı direnç oluşmasına neden olarak daha sonraki enfeksiyonlarda daha zor iyileşmeyi de beraberinde getiriyor.

üç) Stres, kötü beslenme ve kabızlık da bağırsak florasını negatif etkiliyor ve fena bakterilerin çoğalmasına sebep şekilde bağışıklık sistemimizi zayıflatıyor.

4) Bağışıklık dediğimizde herkezin aklına C vitamini geliyor. C vitaminin den varlıklı beslenmek de gerçekten önemli. Kivi, turunçgiller, yeşil yapraklı sebzeleri de her gün yemeye özen göstermek gerekiyor.

5) A vitamini ve D Vitaminin de bağışıklık üzerine çok etkisi var. Her gün saat 11-15 içinde yarım saat kadar kolları ve bacakları güneşlendirmek eskilerin deyimi ile ‘güneş banyosu yapmak’ ayrıca havuç, ıspanak, kara lahana, yumurta ve balık çeşitlerine de sofralarda yer açmak gerekiyor.

altı) Demir eksikliği de bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden oluyor. özellikle 14-45 ıslak arası kadınlarda ve gelişme gelişme çağındaki çocuklarda aşırı sık görülüyor. vücut demir depoları azalınca hücrelere yeteri kadar kan gidemiyor. Hücre oksijenlenmesi azalıyor. Bu halde salgın hastalıklara yakalanma riski artıyor. O nedenle demirden yana zengin yiyecekler olan kırmızı et, yumurta, karaciğer, kurubaklagiller, pekmezi de günlük beslenmede tüketmek gerekiyor.

7) Bir çok bilimsel araştırmada Beta-glukan içeren yulaf kepeğinin de  bağışıklık sistemini güçlendirdiği gösterildi. çorbalarınıza ya da yoğurdunuza ekleyeceğiniz günlük ortalama 2-3 yemek kaşığı yulaf kepeğinin hem bağırsak çalışmasında hem daha tok hissetmekte hem de bağışıklık sistemini güçlendirmekte faydasını görürsünüz.

8) Omega-3 oranı yüksek besinler olan balık, ceviz, semiz otu bunun gibi yiyeceklerde hücre kanlanmasını arttırarak bununla birlikte damar kireçlenmesini önleyerek vücuda çok aşırı fayda sağlamaktadır. Koruyucu kalkan oluşturmakta.

9) ıyi bir dolaşım birlikte iyi bir boşaltım ve iyi bir metabolizma için yaz-kış demiyoruz günde 10 bardak su içmeyi tavsiye ederiz. bilhassa kış aylarında susama hissi azaldığı için gündelik su tüketimi yetersiz kalıyor. Bu durumda bedenin günlük metabolizması sırasında oluşan atık maddeler vücuttan gerektiği süratte atılamadığı için toksin birikimine zemin hazırlıyor ve hastalıklara yakalanma riski artıyor.

on) En önemli bağışıklık sistemi koruyucusu HAREKETTiR. ‘işleyen demir pas tutmaz ‘ atasözümüzde bulunduğu gibi ne kadar çok devinim edersek vücudumuza o kadar büyük iyilik etmiş oluruz. Kan dolaşımını ve metabolizma hızını arttırarak bağışıklık sistemimizi kuvvetlendiririz. Son günlerde yayımlanan bir araştırmada da günlük ortalama 10 bin adım atan kişilerin ortalama 7 yıl kadar daha uzun zaman yaşayacağı öngörülüyor.


Zeytin Organların yaşlanmasını geciktiriyor

\"Başta E vitamini, A, D ve K vitamini açısından zengin bir besindir. aynı sürede kalsiyum kaybını da engellemektedir. çocukların beyin gelişiminde etkili olan bu hücreleri yeniler, besin doku ve organların yaşlanmasını geciktirir. Kalınbağırsak, prostat, mide ve pankreas kanserine yakalanma riskini azaltır. yürek-Damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Antioksidandır ve kabızlığı önler. Sindirim sisteminin çalışmasına destekçi olan Zeytin, çocuklarda sağlıklı diş gelişiminin tamamlanmasına yardımcı olur. Zeytinyağı eskiden yalnızca Akdeniz sofralarının vazgeçilmezi iken bundan böyle yavaş yavaş umumi şekilde mutfaklarımızın kafa yağı olabilmekte. Zeytinyağının içinde yüksek oranda tekli doymamış yağ asitleri, E vitamini ve fenolik bileşenler olmaktadır. Bu da bizim daha sağlıklı yaşamamızı, daha dinç ve dinamik olmamızı, daha genç görünmemizi sağlar. Zeytin yağının bir başka yasam koruyucu etkisi de LDL nin (kötü kolestrol) oksidasyonunu azaltmasıdır. Böylece yürek krizi ve felci önlemiş olur. Zeytinyağı da cilde ve saça faydalıdır. Saça sürüldüğü zaman kepeği engeller ve dökülmeyi önler. bununla birlikte saça da parlaklık verir. Kuru cildi canlandırdığı bunun gibi kırışıkların azaltılmasında da etkilidir. Cilde pürüzsüz bir güzellik katar.


,